Offf Off Dedirten Amsterdam Halk Kütüphanesi




Bu yaz tatilimizde Amsterdam ve Paris'e gittik. Ve ben bu 8 günlük tatilde gördüğüm onca şey arasından ilk olarak bu kütüphaneyi, Amsterdam Halk kütüphanesini (Openbare Bibliotheek Amsterdam) yazmak istedim. Bu keşke  bizde de olsaydı diye içimin gittiği bir şey olduğundan olsa gerek. Sevgili ev sahibemiz Çiğdem'in (onu ayrı bir yazıda anlatacağım) tavsiyesi ile gittiğimiz bu kütüphaneden çıkınca, hatta çıkmadan katlar, bölümler arasında gezinince  bizde neden böylesi modern ve kolay ulaşılabilir bir kütüphane yok diye başladı moralim bozulmaya, omuzlarım düşmeye. Bu yüzden Çiğdemciğim iyi mi etti kötü mü etti bilmiyorum benim gibi bir kütüphane severi oraya yönlendirmekle. Bana söylediğinde demiştim ki "Hmm kütüphane kokusunu çok severim, gidip bir içime çekeyim!" İstanbul'da ve Ankara'da gittiğim bütün kütüphanelerde, okul kokusu, tiyatro kokusu gibi zihnime yer eden bu kokunun izine Amsterdam Halk Kütüphanesi'nde rastlamayınca oldukça şaşırdım. Nedenini anlayamadım doğrusu, bizdeki kitaplar mı eski, yoksa çok mu ortada duruyorlar bilemedim! Konu kütüphane olunca laf uzuyor bende. O kadar severim ki gidip hiç bir şey yapmadan bile oturabilirim uzunca bir süre.  Bu yüzden kontrolü ele alıp konuyu yaymadan sözü Amsterdam Kütüphanesi'ne getireyim.


Bir kere içeri girişte kimse kimsin, nesin sormuyor. Üyelik, üye kartı diye bir şey yok girip dolaşmak, oturup bir şey okumak için. Sevgili Çiğdem'in verdiği bilgiye göre ancak eve kitap götürmek istediğinde gerekli oluyormuş üyelik. Biz de Amsterdam'da bir kaç basamak için bile bir kenara eklenen liftle pusetimizle kolayca girdik içeri elimizi kolumuzu sallayarak. Giriş katı süreli yayınlara ayrılmış. Etrafta bir sürü bilgisayar var internet erişimi olan. Bebeğimiz uyanırsa sessizliği korumakla ilgili sorun yaşayabileceğimiz endişesi ile dönüşümlü geziyoruz kütüphaneyi. Ben alt kattan başlıyorum gezmeye. Burası çocuk katı. Yüzlerce kitap var 0+ dan başlayıp her yaşa hitap eden, üstelik hepsi de kalın kapak, kuşe kağıt, kaliteli yep yeni, gıcır gıcır kitaplar. Kitapçıdan almaya kalksan dünyanın parası olanlardan. Ölür müsün, öldürür müsün? Çocuğunun elinden tut gel, seç, oku, okuyamadığını al eve götür. Hem de yüzlerce kitap arasından! Offf offf!!!


Bu kitap tam 8 aylık kızıma göre, Ceee kitabı. Nasıl da hemen elime geldi! 


Bu da neyin nesi kütüphanede demeyin! Önünde açık duran kitaptaki kahramanların oyuncakları, oyuncak haline dönüştürülmüş dünyaları...


Ne kadar küçük, ne kadar detaylı ne kadar miniminnacıklar! Kesinlikle harikalar!



 Süreli yayınlar bölümünde gözüme çarpan bizden bir dergi...


Baktık ki kimsenin bir şey dediği yok, başka bir pusetli de çıkıyor katlara biz de dönüşümü bıraktık, eşimle beraber başladık turlamaya. Her katı ayrı bir konuya ayırmışlar. Bilim, sanat, çocuk gibi..



Burası izleme ve dinleme katı. Binlerce cd ve dvd var.


Bu arada çalışmak için odacıklar yapmışlar, içlerinde bilgisayarlar var yine. Grup ya da bireysel çalışılabiliyor. Bir şekilde atlamışım onları fotoğraflamayı.


Ve tabi mola vermek isteyenler için kütüphanenin kafesi...


Kütüphanenin cam cephesinden görünen manzara. Kitap okumak,araştırma yapmak bir yana, burası dışarıyı seyredip kafa dinlemek, düşünmek ya da bir es vermek için harika bir yer!


Tıpkı ben kitapları karıştırırken eşimin ve bebeğimin yaptığı gibi. 


Kütüphanenin hemen ötesinde Nemo Bilim ve Teknoloji Müzesi var. Sevgili Çiğdem buranın insanı yeniden çocuk olmak istetecek kadar heyecan verici olduğunu söylüyor. Akşam olup müze kapandığı için burayı ziyaret etmeyi başka bir Amsterdam gezisine bırakıyoruz. Bu arada uzun zaman sonra gecenin ilerlemiş bir saatinde bu yazıyı yazıyorum. Kütüphane hakkında izlenimden öte teknik bilgiler vermek isterdim ama bebeğim her an nöbetçi lokanta için uyanabilir. Bu yüzden ilgilenenler detaylı bilgiye buradan ulaşabilirler. 




Bu arada bunlar neden bizde yok diye hemen gariban edebiyatı yapmayayım, önce bir araştırayım. Kimbilir belki bizde de vardır, ama duyurulmuyordur kimbilir. Bu konu ile ilgili araştırmamı yine buradan duyuracağım. Bilgiye bu kadar kolay, hızlı ulaşabileceğimiz, kitap okumayan bir toplum olmaktan şikayetlenirken, bedava kitap okuyacak, kitap okumayı özendirecek yerlere mümkün olduğunca çok sahip olmamız dileğiyle...

Adres: OBA ( Openbare Bibliotheek Amsterdam) Oosterdokskade 143, 1011 DL Amsterdam

Gezi Tarihi: 05.10.2012

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Merhaba paylaşımınız için teşekkürler.Bir sorum olacak.Üyelik ücretli mi Türkçe kitaplar var mı aljp eve getirebiliyor muyuz. Teşekkürler.